İçimden Geldi
İlk fotoğrafım 10-11 yaşlarıma ait. Rahmetli babam teknolojiye çok meraklı bir adamdı.Ve kameraları kullanmamıza izin verirdi.
Hep sanatsal bir şeylerin içinde olmak istedim. Küçük halam stilistti. Üzerinde çalışabilmem için siluetler getirirdi.
İstanbul’da, hafta sonları, caddede ya da arada kalmış, ara katlarda açılan bir çok sergiyi gezerdim.
Bir çok denememe rağmen, 20 yaşında sırf çalışmak için ruhuma çok aykırı bir sektörde çalışmaya başladım. Olsun o da bir başlangıçtı belki. Her şey bugüne gelebilmem için bir birikimdi. Çok güzel insanlar biriktirdim, üzerimde emeği olduğunu düşündüğüm çok güzel insanlar.
İlk dijital kameram Olympus SP350’dir. 2004’te annemin kredi kartı ile yalvar yakar aldığım kameram. Evet, kendisi avuç içi kadar bir kompakt kamera 😊 Hala duruyor ve çalışıyor 🙈
2007’de Serhat ilk fotograf ödülünü kazandı. Kazandığı para ile kendine D80 aldı ve kendi kullandığı D40’ı bana hediye etti. Ne gündü hiç unutamayacağım herhalde💙 2008’de Serhatla evlenip,Ankara’ya taşındım ve onun lisans projesi olan @dugunhikayesi ni kurduk 2 kamera ve olmayan paramızla💙
Bugün istediğim, çok sevdiğim fotoğrafçılığı yapıyorum. Elbette her şeyden önce sevgili eşim @serhatkaraoglan ın inanılmaz desteği ile. Çok güzel ve keyifli işler yaptık ve kendi adıma yapmaya devam ediyorum. Üzerimde emeği olan çok sayıda insan var. Umarım emeğim geçen de bir çok insan olmuştur. Insanların hayatına küçük de olsa bir dokunuşum olmuştur. Öğrenecek hala çok şeyim var ve öğretecek de.
Hala okumaya devam ediyorsanız, burada olduğunuz ve beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. Insan hayatını her an değiştirebilir. Yeter ki gerçekten isteyin ve harekete geçin 💙💙💙